ACıYLa YaŞaMaSıNı BiLiRiM
Yüzün güneşe bakardı, güne bakanlar kıskanırdı.
Zaten sen bakmasan güneş parlamazdı.
Ben senin yüzüne hayranlıkla bakarken,
gözlerin bir sevdayı anlatırdı.
Ben o sevdanın tutkunuydum ve bir sevda ancak böyle yaşanırdı.
Hüznün karanlığına teslim gecelere, senin varlığınla direndim.
Varlığın beni çoğaltırdı.
Ne kadar çoğalırsam aşkım o kadar büyürdü ve aşk sadece senin adınla vardı. Elimdeki birkaç umut kırıntısını her gün ama her gün yeniden besleyip
bitmeyen bir aşk senfonisine dönüştürürdüm. Her notası seni anlatırdı.
Sen duymazdın ama dinleyen herkes seni anlattığını anlardı.
Günler solar, mevsimler değişir, zaman delice akardı.
Yalnızlık bir kılıç olup yüreğime saplanırdı.
Sensizliğe günce yazıp kimsenin bulamayacağı yerlere saklardım.
Sensiz olduğum bilinsin istemezdim.
Çünkü bu yürek sadece seninle atardı.
Ağlardım, kimse görmezdi. Gözyaşlarım içime akardı.
Seni özlemek bir fırtınayı andırırdı.
Fırtınalar içimdeki sevda ağaçlarını kökünden kopartırcasına sallardı.
Her seferinde bir yolunu bulup ağaçlarımı kurtarırdım.
Bu yüzden benim sevdam yıkılmazdı.
Aşkın yarını yoktu ama bizim beklediğimiz hep yarındı.
Bugün hiç yaşanmadı.
Bu ne sana ne de bana uyardı ama çaresizlik elimizi kolumuzu bağlardı.
Hayata isyan ederdim, isyan tek arkadaşımdı.
Bu sevdayı yaşamak, ayakta tutmak kolay değildi, yorardı.
Yine de şikayet etmezdim çünkü senin için her şey göze alınırdı.
Hain değildim ben, seni aldatmadım.
Beynim de yüreğim de seninleyken bir başkası bana sadece yabancıydı.
Ben yabancılara teslim etmedim kendimi, kimse de beni teslim alamadı.
Mükemmel değildim ben, hatalarım vardı.
Ama hatalarımı fark edip düzeltmeyi bilirdim.
Yaptığım en ufak hata seni biraz incitse beni yıkardı.
Şimdi 'gittim' diyorsun öyle mi? Hiç kalmadın ki benimle gidesin…
Benimle kalan hep yalnızlıktı.
Olmayışının hiçbir önemi yok.
Bir tarafında hep sen olsan da benim aşkım bağımsızdı.
Hayatta hep tatlı anlar yoktur ya, nasıl yaşadıysam seni, acıyı da yaşamayı bilirim ben