Kızgınsın biliyorum,hatta kırgınsın bana,
Bense kalışımdaki suskunluğumla, sana sesleniyorum ;
Hızla kaçıyorum içimdeki tenha ülkeden,
Yamaçlara vuruyorum yüreğimi.
Ayaklarıma dolaşıyor mevsimler,
Aşk kuyusunda Yusuf oluyor sözlerin.
Bense yine koşuyorum düşlere.
Gönül infilak halinde şimdi,
Ayrılık fırtınası boğazıma kaçan...
Damarlarımdan çekiliyor aşkın yalanı,
Tüm sözler geçmiş zaman oluyor bende.
Bir avuç hasrete dem vuruyor,
Külleri batıyor gözlerinin, içime...
Kimsesiz bir söz aramızdaki,
Zamansız susuşlarla çevrili...
Gittikçe daralıyor yaşam çemberim,
Susmaktan öteye gidemiyor cesaretim.
Aşk iki kişinin tekleşme yarışıdır,
Ve bu yüzden tüm ayrılıklar erken yaşanır !
Yaşlanmışlığım zamandan değil, aşktan...
Şimdi hicaz bir hüzün soluyor gözlerim,
Ruhuma ecel firakı süzülüyor.
İçimi kanatıyor galeyan bir sızı,
En diri ölüm ayrılık olmalı...
Susuşlarıma düşüyor gaib bir aşk,
Ayrılığa borcum mahşer vaadi...
Gittin ! Ama bitmedin!
En çoktan ve en baştan başladı her şey,
Hüzün kaldığı yerden,sevda en derinden devam etti.
Bu gidiş bana hiç yaramadı.
Şimdi daha çok korkuyorum geceleri,
Ve daha çok kanıyorum sana ;
Adın yaramda tuz, kanım son mevsiminde güz !
İçimde külleniyor hüzün türküleri,
Gurbet soluyor cümleler, yalnızlığıma...
Ardında bıraktığın bir ihtimalle çıkıyorum,
Beni bir başıma bıraktığın bu yolda !
Gittin yar ! Gittin ama bitmedin...
Unutulmuşluğun koynunda yeşerdi zaman,
Göklerden taştı ahım, feryadım.
Aklımı kaybettim firari akşamlarda,
Hep seni düşündüm, hep seni üşüdüm.!
Şimdi bir avuç Sus sürüldü dilime,
Gözlerime katran bir hayal çekildi.
Kan gözlü ölümler düşüyor kahrıma,
Alnımda yıllanmış yıllar duruyor.
Gittin yar ! Gittin ,ama bir şeyi unuttun...
Şimdi yastığımda nemli bir hüzün,
İçimde küsüşümün izleri duruyor.
Ve kanıyor içimdeki Sen !
Ve içimde ateş çemberi bir yalnızlık üşüyor.
Ve ben burada her gün ölüyorum.
İntiharımı ilan ediyor takvimler.
Gittin yar ! gittin...
Ama giderken kendini almayı unuttun,
Ve ben bu yüzden hiç olmadığım kadar suskunum