Anasayfa
tarafından Balina katliamının önüne geçmek için Antarktika’ya giden Greenpeace Esperanza gemisindeki tek Türk Serkan Dadak haftalardır karaya ayak basmadan mücadele ediyor. Esperanza’dan e-posta yoluyla sorularımızı yanıtlayan Dadak ‘Bu dünya bizim, insanlık ve tabiat için mevcut bilgi de! Bu inançla dünyayı değiştirmek bizim elimizde’ diyor
Bazen hepimizin yaptığı işten sıkılıp ‘Keşke başka bir meslek seçseydim’ dediğimiz olur. Üstelik ya üniversite sınavındaki puanı ya da aile baskısı yüzünden istemediği bir işi yapanların sayısı da küçümsenemeyecek kadar fazladır. Ancak kaçımız işinden istifa etmeye ve hayallerinin peşinden gitmeye cesaret edebilir? İşte böyle bir isim Serkan Dadak. Bir süredir adını Greenpeace’in Esperanza adlı gemisinde bulunan tek Türk olarak duyduğumuz Dadak, iki yıldır Türkiye’den binlerce mil uzakta Antarktika sularına balinaların katliamına engel olmak ve denizlerin korunması için mücadele ediyor, balinaları avlayan gemileri durdurmaya çalışıyor.
Serkan Dadak aslında inşaat mühendisi. Üstelik okulu bitirdikten sonra zemin mekaniği üstüne yüksek lisans yapmış. Hayatta tek yapmak istediği şeyin zemin etüdü yapıp, toprağın yapıya ne kadar elverişli olduğunun saptanması olmadığına karar verdiği gün bir arkadaşından Greenpeace Akdeniz’in İstanbul’da bir ofisi olduğunu duymuş. ‘Acaba Greenpeace nedir, ne yapar?’ diyerek ilk adımı atmış. ‘Çevre haberlerini kesip derleyip Türkiye’de ve dünyada neler oluyor, nerelerde yanlışlar yapıyoruz diye arşivlemeye çalışırken yedi yıl geçmiş’ diyen Dadak’ın Greenpeace’de daha aktif rol almaya başlaması ise bir tatil gününde olmuş.
YEDİ YILDIR ÇALIŞIYOR
Dadak o günleri şöyle anlatıyor: ‘2001 yılında bayram tatili için ailemle birlikte İzmir’deydim. Elimde muz, televizyonun karşısında İzmit Belediyesi’nde düzenlenen atık yakma tesisi protesto eylemini izlerken asıl yapmam gerekenin ne olduğuna karar verdim. Greenpeace’in özellikle Nükleer Karanlık Karşıtı Duruş ve Denizler Kampanyası’nda aktif olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık yedi yıldır Türkiye ofisinin dışında Greenpeace gemilerinde güverte elemanı olarak enerji, denizler, iklim değişikliği, toksik maddeler, genetiği ile oynanmış ürünler, nükleer silahsızlanma ve barış kampanyaları için çalışıyorum.’
21 ÜLKEDEN 37 KİŞİ
Serkan Dadak’ın aralarında bulunduğu 37 mürettebatı taşıyan Esperanza gemisinde Ortadoğu’dan Güney Amerika’ya farklı coğrafyalardaki 21 ayrı ülkenin vatandaşı bulunuyor. Dadak, Denizler Kampanyası’nın bir parçası olan ve Greenpeace’in dünyanın tüm denizlerinde yaklaşık 25 yıldır uğraştığı balina avcılığı karşıtı kampanyaya katılmanın çok heyecan verici olduğunu anlatıyor. ‘Gezegenin en büyük memeli hayvanlarının yaşadıkları çok hassas ekosistemde, balina sığınağı olarak ilan ettiğimiz ortamda bilimsel araştırma adı altında katledilmesine engel olmak için Esperanza gemisine bindim’ diyen Dadak şunları söylüyor: ‘Aşırı ve yasadışı avlanmayla bu zenginliği sonraki nesillerle paylaşmak, kendi çocuklarımıza sunmak imkansız görünüyor. Bu noktada yürüttüğümüz yavru balık projesi ve denizlerimizde deniz rezervleri diye adlandırdığımız tam fonksiyonlu koruma alanları oluşturmak tek çıkar yolumuz. Çünkü bu zenginliği kaybediyoruz ve geri dönülmesi imkansız yaralar acıyoruz yaşamı veren denizlerimizde.’
Kalk borusunu o üflüyor
Esperanza bulunduğu en son limandan ayrılalı haftalar geçtiğini söyleyen Dadak gemideki hayatını şöyle anlatıyor: ‘Köprüsünden makine dairesine, güvertesinden mutfağına hummalı bir çalışma söz konusu gemide. Şu an gece 4-8 nöbetinde, ikinci kaptan ile geminin seyri ve güvenliğinden sorumluyuz. Her saat başı güverteyi ve makine dairesini kontrol etmek, sabah olunca çay demleyip sonra kalk borusunu öttürmek benim görevim. Öğleden sonra dört saatlik güverte işim var. Halatların onarılması, paslı bölgelerin temizlenip boyanması, etrafın güvenli hale getirilmesi, güverte parçalarının yağlanması ve temizlenmesi, eylemlerde kullandığımız botların bakımlarının yapılması da sorumluluklarım arasında. Yani denizde seyir halindeyken günler yoğun geçiyor.’
Dünyayı değiştirmek elimizde
HERKESİN dünya için bir şeyler yapabileceğini söyleyen Serkan Dadak ‘Mesela olabildiğince organik tarım ürünleri tüketmek, endüstriyel hayvancılık ürünlerinden uzak durmak, enerji verimliliğini hayatın her aşamasına koymak ve buna düşük enerjili ampul kullanımıyla başlamak... Gözü dönmüş şirketler milyarlarca dolar peşkeş çekilecek diye nükleer enerjiyi bir çözüm olarak sunan kurumlar ve memleketini sevmek olgusunu memleketin her değerini satmak olarak algılayanlara inanmayın! Yurdumuzda her bireyin temiz aklıyla ve kalbiyle yapabileceği şeyler olduğunu inanıyorum. Bu dünya bizim, insanlık ve tabiat için mevcut bilgi de! Bu inançla dünyanın her bir köşesini değiştirmek bizim elimizde’ diyor.
Bazen hepimizin yaptığı işten sıkılıp ‘Keşke başka bir meslek seçseydim’ dediğimiz olur. Üstelik ya üniversite sınavındaki puanı ya da aile baskısı yüzünden istemediği bir işi yapanların sayısı da küçümsenemeyecek kadar fazladır. Ancak kaçımız işinden istifa etmeye ve hayallerinin peşinden gitmeye cesaret edebilir? İşte böyle bir isim Serkan Dadak. Bir süredir adını Greenpeace’in Esperanza adlı gemisinde bulunan tek Türk olarak duyduğumuz Dadak, iki yıldır Türkiye’den binlerce mil uzakta Antarktika sularına balinaların katliamına engel olmak ve denizlerin korunması için mücadele ediyor, balinaları avlayan gemileri durdurmaya çalışıyor.
Serkan Dadak aslında inşaat mühendisi. Üstelik okulu bitirdikten sonra zemin mekaniği üstüne yüksek lisans yapmış. Hayatta tek yapmak istediği şeyin zemin etüdü yapıp, toprağın yapıya ne kadar elverişli olduğunun saptanması olmadığına karar verdiği gün bir arkadaşından Greenpeace Akdeniz’in İstanbul’da bir ofisi olduğunu duymuş. ‘Acaba Greenpeace nedir, ne yapar?’ diyerek ilk adımı atmış. ‘Çevre haberlerini kesip derleyip Türkiye’de ve dünyada neler oluyor, nerelerde yanlışlar yapıyoruz diye arşivlemeye çalışırken yedi yıl geçmiş’ diyen Dadak’ın Greenpeace’de daha aktif rol almaya başlaması ise bir tatil gününde olmuş.
YEDİ YILDIR ÇALIŞIYOR
Dadak o günleri şöyle anlatıyor: ‘2001 yılında bayram tatili için ailemle birlikte İzmir’deydim. Elimde muz, televizyonun karşısında İzmit Belediyesi’nde düzenlenen atık yakma tesisi protesto eylemini izlerken asıl yapmam gerekenin ne olduğuna karar verdim. Greenpeace’in özellikle Nükleer Karanlık Karşıtı Duruş ve Denizler Kampanyası’nda aktif olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık yedi yıldır Türkiye ofisinin dışında Greenpeace gemilerinde güverte elemanı olarak enerji, denizler, iklim değişikliği, toksik maddeler, genetiği ile oynanmış ürünler, nükleer silahsızlanma ve barış kampanyaları için çalışıyorum.’
21 ÜLKEDEN 37 KİŞİ
Serkan Dadak’ın aralarında bulunduğu 37 mürettebatı taşıyan Esperanza gemisinde Ortadoğu’dan Güney Amerika’ya farklı coğrafyalardaki 21 ayrı ülkenin vatandaşı bulunuyor. Dadak, Denizler Kampanyası’nın bir parçası olan ve Greenpeace’in dünyanın tüm denizlerinde yaklaşık 25 yıldır uğraştığı balina avcılığı karşıtı kampanyaya katılmanın çok heyecan verici olduğunu anlatıyor. ‘Gezegenin en büyük memeli hayvanlarının yaşadıkları çok hassas ekosistemde, balina sığınağı olarak ilan ettiğimiz ortamda bilimsel araştırma adı altında katledilmesine engel olmak için Esperanza gemisine bindim’ diyen Dadak şunları söylüyor: ‘Aşırı ve yasadışı avlanmayla bu zenginliği sonraki nesillerle paylaşmak, kendi çocuklarımıza sunmak imkansız görünüyor. Bu noktada yürüttüğümüz yavru balık projesi ve denizlerimizde deniz rezervleri diye adlandırdığımız tam fonksiyonlu koruma alanları oluşturmak tek çıkar yolumuz. Çünkü bu zenginliği kaybediyoruz ve geri dönülmesi imkansız yaralar acıyoruz yaşamı veren denizlerimizde.’
Kalk borusunu o üflüyor
Esperanza bulunduğu en son limandan ayrılalı haftalar geçtiğini söyleyen Dadak gemideki hayatını şöyle anlatıyor: ‘Köprüsünden makine dairesine, güvertesinden mutfağına hummalı bir çalışma söz konusu gemide. Şu an gece 4-8 nöbetinde, ikinci kaptan ile geminin seyri ve güvenliğinden sorumluyuz. Her saat başı güverteyi ve makine dairesini kontrol etmek, sabah olunca çay demleyip sonra kalk borusunu öttürmek benim görevim. Öğleden sonra dört saatlik güverte işim var. Halatların onarılması, paslı bölgelerin temizlenip boyanması, etrafın güvenli hale getirilmesi, güverte parçalarının yağlanması ve temizlenmesi, eylemlerde kullandığımız botların bakımlarının yapılması da sorumluluklarım arasında. Yani denizde seyir halindeyken günler yoğun geçiyor.’
Dünyayı değiştirmek elimizde
HERKESİN dünya için bir şeyler yapabileceğini söyleyen Serkan Dadak ‘Mesela olabildiğince organik tarım ürünleri tüketmek, endüstriyel hayvancılık ürünlerinden uzak durmak, enerji verimliliğini hayatın her aşamasına koymak ve buna düşük enerjili ampul kullanımıyla başlamak... Gözü dönmüş şirketler milyarlarca dolar peşkeş çekilecek diye nükleer enerjiyi bir çözüm olarak sunan kurumlar ve memleketini sevmek olgusunu memleketin her değerini satmak olarak algılayanlara inanmayın! Yurdumuzda her bireyin temiz aklıyla ve kalbiyle yapabileceği şeyler olduğunu inanıyorum. Bu dünya bizim, insanlık ve tabiat için mevcut bilgi de! Bu inançla dünyanın her bir köşesini değiştirmek bizim elimizde’ diyor.
